Kivi Yiyince Bakın Neler Oluyormuş?

Kivi, kahverengi tüylü kabuğa sahip, içi parlak yeşil ve siyah olmasıyla ilgi çeken en lezzetli meyvelerden biridir. Çin kökenli bu meyve bir zamanlar ülkemizde pahalı ve egzotik bir meyve olsa  da, şuanda Karadeniz Bölgesi’nde bol miktarda yetişmektedir. Bu sayede çocuklarımız kiviye alışkın şekilde büyüyerek, dağıttığı şifadan faydalanabiliyor.

A, C, E, K vitaminleri ile potasyum açısından çok zengin olması, sofralarımızda kivinin mutlaka bulunmasını gerektirir. İçeriğindeki bol potasyum, vücuttaki kasları ve kalp sağlığını koruma konusunda önemli bir yere sahiptir.

Özellikle kivinin 5-8 yaş grubundaki çocukların solunum yollarında mucize etki yarattığı araştırmaların sonucunda kesinleşmiştir. Çocuklarda belli bir süre kivi tüketiminden sonra kronik öksürük, gece öksürüğü, burun akıntısı, hapşırma ve nefes  darlığı gibi rahatsızlıklarda %25-45 arası iyileşme görülmüştür. Bundaki en büyük pay kivinin içeriğindeki flavonoitlerin hücre içi hasarı azaltması ile DNA mutasyon ve hasarlarını önlemesidir.

1900lü yılların başından beri dünyada hızla yayılan kivi, içinde bulundurduğu A ve C vitaminleriyle cildin yenilenmesinde ve onarımında büyük bir fayda sağlamaktadır. Vitaminlerini hep çok fazla sandığımız turunçgillerden 4-5 kat daha fazla vitamin oranına sahip olan kivi, bol miktardaki potasyum dışında kalsiyum, magnezyum, demir gibi mineralleri de barındırmaktadır. Günde tüketilecek 1 adet kivi, insanın A ve C vitaminlerini karşılamaya yetecektir.

Lif oranı da oldukça yüksek olan kivi, bağırsakları çalıştırması ve kabızlığı önlemesinin yanında büyük bir diğer özelliği de tansiyon ve kolestrol düşürücü etkilere sahip olmasıdır.

Kivinin en belirgin faydalarından biri ise, bir çok kanser türünü engellemesi ve yakalanma riskini önemli oranda azaltmasıdır. Ülkemizde 15 yıldır yerli üretimi yapılan kivi, artık pazarlarda ve marketlerde kolayca ve uygun fiyatlı bulunabilen bir meyvedir.