Yeni Doğan Bebeklerin Özellikleri

Yeni Doğan Bebeklerin Özellikleri

Bebeğiniz dünyaya doğduğunda birçok değişimi bir anda yaşar. Boşluk duygusu, (anne karnında yaşadığı ortam sıkışık, kapalı ve su içinde idi) havanın cildine teması, ses, ışık, nefes alma, tenine dokunan eller ve burnuna giren tüpler…

Bu yaşadıkları onun için büyük bir şok. Doğumu takip eden ilk dakikalarda hemen onu kucağınıza alarak sarıp sarmalayın, onunla göz teması kurup konuşun ve emzirmeye başlayın. Çünkü bu an çok önemli; O sizi tanıyor, aranızda güçlü bir bağ var, sesinizi, kokunuzu, dokunuzu, enerjinizi biliyor, siz de onu… Bedeniniz de can verdiniz, kanınızdan, ruhunuzdan katarak vücuda getirdiniz…
Şimdi ise, ten tene, göz göze, yüz yüze gelip tanışma anı ve sizin kokunuz, sesiniz ona güven verecek, yabancı bir yerde olmadığını hissederek, sakinleşip, varoluşunu sürdürdüğü bu yeni dünyada sevgi dolu gözlerle, gözleri buluşup, kucaklarda rahatlayacak, ailesiyle tanışıp bağlarını güçlendirecek.

Yeni Doğmuş Bebeğinizin İlk Muayenesi

Bebek doğar doğmaz, tüm dünya doğum hekimleri tarafından kabul görmüş olan Virginia Apgar testi yapılır. Bu teste göre, bebeğin kalp atışı, nefes alışı, kaslarının gücü, refleksleri ve teninin rengi değerlendirilerek 0 ila 10 arasında puan verilir. Bazen puanlamanın sonucuna göre kısa süreli de olsa bebeğin solunum desteğine ve ısıtılmak üzere küveze konulmasına ihtiyacı olabilir. Bu çok sık rastlanmayan bir durumdur. Bebeğin doğumdan hemen sonra olması gereken yer anne kucağı ve memesidir. Doğum sonrası ilk saat ya da birkaç gün içerisinde yıkanmadan kalmasının tıbbi bir sakıncası yok, tam aksine faydası vardır. Ten temasını hissetmek, yeni doğan bir bebek için rahatlık kaynağıdır. Göğüslerinize yakın olmak emzirmeye teşvik eder ve bebeğinizin yeni hayata yumuşak bir geçiş yapmasını da destekler. Halbuki muayne ve banyo amacı ile sizden bebeğin uzaklaştırılması; bebeğinizin güven duygusunu ve sizi tanıma sürecini bozabilir ve çok önemli ilk beslenmeleri engelleyebilir. Ayrıca yenidoğan bebeğin cildini koruyan PH birkaç gün sonra yıkandığında çok daha iyi gelişmiş olmakta ve cildinin dayanıklılığı artmaktadır. Anne doğumhaneden odasına çıkarken, bebek de çocuk doktorunun muaynesi ve ölçümlerinin yapılması için bebek odasına geçebilir.

Bebeğinizin başı:

Bebeğin kafa kemikleri, annenin doğum kanalına uyum sağlayacak yumuşaklıktadır. Doğum kanalında geçiş pozisyonu sebebiyle başının üst kısmı uzamış gibi görünse de, bir iki hafta içinde normal şeklini alır. Yan kafa kemiklerinin orta süturdan birleşmemiş olması ve kafasında biri alnın hemen yukarısında, diğeri arkada olmak üzere, kıkırdak yapıdaki fontonelleri (halk arasında bu kısımlara bıngıldak denir) sayesinde, hem doğum kanalına uyumu hem de doğum sonrası, beynin ve kafanın büyümesini ve yüzdeki organların simetrik kalmasını sağlar.

Bebeğinizin gözleri:

Bebeğiniz doğumdan itibaren 25-30 cm. mesafeyi görür ve bu mesafede tutulan objelere (siyah-beyaz, kırmızı-siyah renkler çok dikkatini çeker) kısa sürelerle odaklanır. Birkaç hafta sonra hareket eden cisimleri kısa süreyle izleyebilir. Göz rengi altı ay, bazen de 1 yaşına kadar değişebilir. İlk haftalarda gözlerde çapaklanma olabilir, sürekli oluyorsa doktora danışılmalıdır. Yenidoğanlarda merkezi sinir sistemi kas hareketlerine tam koordine olamadığından bazen gözde kayma görülürse de ikinci ila altıncı aya kadar normale döner. Erken doğmuş bebeklerde ilk 6 ay içinde göz doktoru muayenesi gereklidir. Yenidoğan bebeklerin göz kapama refleksi ilk aylarda gelişmediği için, flaş kullanarak fotografının çekilmemesi gerekir.

Bebeğinizin işitme duyusu:

Anne karnındaki bebeğin işitme duyusu beşinci ayında gelişmiştir. Bu aylarda bebeğe anne ve babasının kitap okuması ve müzik dinletmesini öneriyoruz. İşitme çocuğun,iletişim, sosyalleşme ve dil öğrenme yeteneklerini geliştirmesi açısından çok önemlidir. Ülkemizde yenidoğan tarama testlerinin içinde işitme testi yer almaktadır. Erken teşhis, tedavi açısından önem arzetmektedir.

Bebeğinizin cildi:

Yeni doğan bebeğinizin teni çok duyarlıdır. Kıvrımlı olan kısımlarda, sırt ve kalçasının üstünde yağlı peynirimsi görünümlü vernix mevcuttur. Bu krem peynir görünümünde ki vernix cildin nemli kalmasını sağladığı gibi, bağışıklılığını da arttırır. Yanakları, omuz başları ve sırtında tüyleri vardır. Anne karnında iken doğuma yakın haftalarda cildindeki lanugo tüylerin bir kısmı, doğumdan kısa bir süre sonra da kalanlar dökülür. Cildinin hare hare görüntüsü (mermer görünümü), el ve ayaklarının soğuk oluşunun sebebi, kılcal damar dolaşımının pek gelişmemiş olmasındandır. Bebeğin bulunduğu odanın ısısı en fazla 24 derece olmadır. Bebeğinizin ense ve sırtına bakarak ısısını kontrol etmelisiniz.

Yenidoğan bebekte görünüşleri birbirinden farklı, değişik tipte döküntüler olabilir. Bunlar kısa süre içinde kendiliğinden kaybolurlar, endişe etmeye gerek yoktur. Genelde herhangi bir tedaviye gerek yoktur.

Sık rastlanan döküntüler şunlardır:

Süt döküntüsü:

Yenidoğan bebeğin burnunda veya alnında görülebilen, beyaz veya bazen sarımtırak noktacıklardır. Bebeğin cildi yeni dış ortama alışınca, bu noktacıklar da kendiliğinden birkaç hafta içinde kaybolacaktır.
Sıcak döküntü-Ter bezleri iltihabı;hafif kabartılar halinde, kırmızı renkli, sivilce görünümünde döküntülerdir. Bu döküntü, bebeğin yüzünde veya vücudunun giysi ile kaplı tutulan yerlerinde görülebilir. Bebeğin fazla sıcak tutulması nedeniyle ortaya çıkarlar. Bebeği aşırı giydirmemek, cildini kuru ve temiz tutmak dışında bir tedaviye gerek yoktur.
Bebeklik sivilceleri, görüntüleri yetişkinlerde görülen akne sivilceleri gibidir. Doğum öncesinde anneden aldığı hormonların etkisiyle oluşurlar. Birkaç hafta içinde kendiliğinden geçecektir.

Yenidoğan sarılığı:

Anne karnındaki bebek, oksijensiz bir ortamdadır ve bu nedenle de kanında, oksijeni anne kanından çekip, dokulara hızlı şekilde taşıyan hemoglabin bulunmaktadır. Doğduğunda oksijenli bir dünyaya çıkıp, nefes almaya ve oksijen solumaya başladığı için, anne karnındaki kanı yıkıma uğrar. Kan yıkımı sonucu oluşan ve bir kısmı bebeğin cildine geçen bilirubin bebeğin sararmasına sebep olur. Buna bebeğin fizyolojik sarılığı denir.
Bilirubin, bebeğin karaciğeri tarafından suda erir hale dönüştürülerek, idrar ve dışkı ile vücuttan dışarı atılır. Karaciğerin dönüştüremediği bilirubin ise dokulara geçer, bilirubin boya maddesi olduğundan sararmaya sebep olur. Bebeği bol bol emzirmek, yani sıvı ve beyaz, mavi ışık dokulardan bilirubinin çözülmesini hızlandırır. Yaz aylarında doğan bebekler sararmaya başladıklarında günde birkaç kez güneş alan bir camın arkasına çıplak olarak biraz sırt üstü, biraz da yüzüstü yatırılırlarsa doğal bir fototerapi tedavisi uygulanmış olur.

Erkek bebeklerde sünnet:

Penis ucundaki derinin üç yaşına dek geriye doğru çekilememesi normaldir, çekmeye çalışmayın. Sünnet derisinde darlık, çiş yapmada zorluğa ve enfeksiyona sebep olacağından, sünnet edilmelidir. Erkek bebekler doğum sonrasında, hastaneden çıkmadan önce sünnet edilebilmektedir. Son yıllarda ailelerin de tercihi, hastanede doğumdan bir gün sonra sünnet yapılmasıdır. Bebek prematüre değilse, sarılık ve engelleyici bir durum yoksa, üriner sistemin sağlığı ve çocuğun psikolojisi açısından sünneti tercih etmekte fayda vardır.

Yenidoğan bebeklerde kalça çıkılığı:

Doğuştan kalça çıkığı, kalça eklemindeki üst bacak kemiği (femur) başının, pelvis kemiği (halk arasında leğen kemiği olarak bilinir) yuvasına yerleşmesinin değişik derecelerde bozulmasıdır. Doğuştan kalça çıkığı daha çok daha çok kız bebeklerde görülmektedir. Sıkı kundak kullanımı kalça çıkıklığı görülme sıklığını arttırır. Ortalama olarak 250-300 doğumda bir rastlanır. Yenidoğan da erken teşhis tedaviyi kolaylaştırır. Kalça çıkığına elle muayene ile teşhis koyulabilir ama kalça ultrasonu ile doğrulanır. Derecesine göre de tedavi doktorun önereceği yönde gerçekleştirilir.

Yenidoğan tarama testi:

Günümüzdeki gelişmelerden en önemlilerinden birisi de yenidoğan tarama testidir. Tarama testi demek tüm yenidoğanlara uygulanması anlamına gelir. Halk arasında topuk kanı testi veya zeka testi denilse de, bu test zeka ölçümü testi değildir. Çünkü bebeklerin zekaları bu süreçte ölçülemez. Bu test iki tane metabolik hastalığın teşhis ve tedavisi için önemlidir.

Fenilketonuri testi(Guthrie Testi):

Fenilalanin besinlerle vücudumuza aldığımız bir aminoasit olup, bunu yenidoğanda aktive eden enzimin olmaması durumunda beyin, kas ve kemik dokularında birikim yaparak zihinsel ve fiziksel sağlığının bozulmasına sebep olur. Bu iki damla kan alınıp yapılan test ile erken teşhis mümkün olur ve özel bir beslenme programına alınarak bebeğin sağlıklı gelişimi gerçekleşir.
Hipotroidi : Bebeğin topuğundan alınan iki damla kan ile yapılan ikinci test de Hipotroidi’dir. Zeka ve büyüme bozukluklarının önlenmesi için yapılan önemli bir tarama testidir.

YENİDOĞANIN GÖBEK BAKIMI

Bebek anne karnında iken suyun içinde ve oksijensiz bir ortamda yaşamaktadır. Göbeğindeki damarlar sayesinde, plasenta aracılığı ile oksijen ve kendisi için gerekli olan her şeyi şeyi annesinin kanından alır, kendi kanındaki toksinleri ise annenin kanına aktararak dolaşımı gerçekleşir. Anne karnındaki suyun içinde sürekli hareket eden bebeğin, bu damarlara zarar vermemesi için doğa, damarların etrafını jelimsi bir doku ile çevrelemiştir. Bebeğin hareketleri sırasında kordon katlansa bile; bu doku sayesinde, göbek kordonundaki dolaşım kesilmeden devam eder. Bebek dünyaya doğduğu zaman artık oksijenini soluk alarak sağladığı için göbek kordonundaki damarlar kapanır ve 1cm. mesafeden bir klemp konularak kesilip kurumaya bırakılır.

Yeni doğum yapan anneleri en çok endişelendiren, bebeklerinin göbek bağı bakımıdır.Yeni doğan bebeklerde sıkça yapılan yanlışlardan biri ise göbek bağının üzerine veya etrafına gazlı bez sararak alt bezinin içine saklamaktır. Oysa ki göbek bağı açıkta bırakılmalı, üzerine dolaşımı engelleyecek basınç uygulanmamalıdır. Bezin içine saklanan göbek bağının nem yüzünden kuruması gecikmekte ve enfeksiyon oluşma riski artmaktadır. Bebekler için göbek bağını açıkta bırakacak şekilde özel tasarlanmış göbek bağı oyuntulu yenidoğan bezleri kurumayı hızlandırır ve enfeksiyon riskini azaltır. Dünya Sağlık Örgütünün de önerisi ile artık göbek bakımında alkollü pamuk kullanılmıyor, açık kalması ve hava ile temas etmesi kendi kendine kuruma ve düşme sürecini de hızlandırmaktadır. Ancak, göbek dokusu etrafında kızarma ,ağır koku olması durumunda mutlaka doktora başvurulmalıdır. Ayrıca göbek düştükten sonra, bir, iki gün birkaç damla kan görmek de normaldir; eğer bu kanama çok miktarda ise yine mutlaka doktorun görmesi gereklidir.

Ayşe Öner
Hamile Rehberlik Hizmetleri

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ