Bir kız isteme olayında, kızın babası erkek tarafına söyle der: – Efendi, benim kızı isteyen çok, sizin neyiniz var, neyiniz yok? Delikanlı girer söze: – Rahman ve Rahim olan Allah kendisini zikredeni aç bırakmaz. O Âlimdir. Çalıştığım yere El Hâfiz der öyle girerim. Neyiniz var diyeceksiniz. Hiçbir şeyim yok; çünkü O’dur Malik-ül Mülk. Ya paran biter de karanlıkta kalırsanız diyeceksiniz, En-Nûr deriz aydınlanır evimiz… Kızımı asla bırakmayacaksın derseniz, söz veremem; çünkü kullar değil, Halik olan Allah’tır Bâki olan. Varsın kimse sevmesin bizi, El-Vedud kâfidir. Kızım senden bir şey gizlerse ne yaparsın demenize gerek yok. Yüreği el veriyorsa istediğini yapsın. Rabbim Basirdir, Es-Şehittir. Her şeyi bilir. Yani kısacası bir Rabbim var, bir de Rabbimin En Sevgilisi (s.a.v)… Benim de kızınızdan isteklerim var. Nur süresi 31. Ayeti yaşayacak. Edepli olacak. El Haya-ül Minel İmandır (Hâyâ duygusu imandandır) çünkü. Beni sevecek, ölene kadar ellerimi bırakmayacak. Benim uykum ağırdır. Sabah namazına kalktığında beni gerekirse vura vura uyandıracak. Baba girer söze: – İyisin hoşsun, peki başınızı sokacak bir eviniz var mı? Delikanlı cevap verir: – Yok dersem kızınızı vermeyecek misiniz? Baba: – Hayır, evlat, ben size ev yaptıracağım